10 Mart 2010 Çarşamba

HAC 1430


Hicri 1430, Miladi 2009 yılında Allah Hac görevini ifa etmeyi bana ve eşime kısmet etti. Verdiği bitmek tükenmek bilmeyen nimetlerin yanında, beni evine çağıran Rabbime sonsuz şükürler olsun. O'nu bize tanıtan ve tek derdi iki cihan saadetimiz olan yüce peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v) ve Ehli Beytin'e yaratılanların aldıkları nefesler sayısınca salatu selam olsun.
Hac heyecanı aslında 2008 yılında başladı. Yaşımız genç olmasına rağmen, eşiminde ısrarıyla Hac kurasına kayıt olduk. Tabi ilk yıl yedekte kaldık. İkinci yıl, yani 2009'da kayıt yenilemeyi son gün yaptırabildim. Kura sonuçları açıklanacağı günün gecesinde ben çoktan Mekke'ye gidip gelmiştim zaten. Sabah rüyamı kimseye anlatmadım. Besmele çekip bilgisayarın başına oturduğumda bayağı heyecanlıydım. Kimlik numaramı yazıp beklemeye başladım, aslında benim hiç ümidim yoktu. Fakat rahmeti her şeyi kuşatan Rabbim beni ve eşimi evine çağırdı. O an kendimi çok garip hissettim. Dünyadaki bütün din kardeşlerimin gitmeyi arzu ettikleri, o güzel beldelere gidebilecektim. Büyük bir mutlulukla önce eşimi sonra annemi arayarak onları haberdar ettim. Hanım mutluluktan uçuyor annem ise, üç yıl önce hacı olmanın verdiği tecrübeyle neler yapmam gerektiğini anlatıyordu. Ardı ardına telefonlar geliyor, bu güzel haberi duyan herkes beni tebrik ediyor ve dua talep ediyorlardı. İsimleri tek tek akılda tutamayacağım için, ilk günden isimleri kaydetmeye başladım.
Müftülük deki kayıt işlemlerinden sonra pasaportları çıkarttık. Bütün evraklarımızı yetkililere teslim ettikten sonra, haber beklemeye başladık.


14 Mart 2009 Cumartesi

MERHABA

MERHABA HERKESE